10 Kasım 2015 Salı

GERÇEK VE SAHTE GÜLÜMSEME

Beden dili eğitiminin en popüler konularından birisidir sahte gülümseme mevzusu. "Kış güneşi gibidir" derler bakar ama ısıtmaz. Vücut dili eğitimi almasak bile doğuştan gelen bir beden dili okuma yeteneğimiz vardır. Kimisinde bu çok fazla, kimisinde ise çok azdır...


Sahte gülümsemede gerçeğine oranla daha farklı yüz kasları çalışır. Mutluluk anında oluşan gülümsemede beynimiz yüzün farklı kısımlarını kontrol eder. Sahte gülümseme irade ile oluşturulur. Yani gülümseme görüntüsü için yüz kaslarımızı kendimiz şekillendirmeye çalışırız. Gerçek gülümsemede ise beyin o kasları otomatik olarak şekillendirir. Yani biz manuel olarak beynimizin otomatik yaptığı şeyi tam taklit edemeyebiliriz.

Sahte gülümsemede genellikle yalnızca yanaklar kenara çekilerek ağız çevresinde bir gülümseme görüntüsü oluşur ama gerçek gülümsemede buna göz kenarları ve kaş hareketleri de eşlik eder.

Hakiki bir gülümsemede dudaklar yukarı doğru kıvrılırken gözlerin çevresi de kırışır. Göz kapakları hafif kısılır.


Fotoğraflardan soldakiler gerçek gülümsemelerdir. Dikkat ederseniz sağ taraftakilerin yalnızca ağız kısmı gülümsemeye dahilken sol taraftakilerin ise bütün yüzü gülümsemeye eşlik eder.



2 Kasım 2015 Pazartesi

İŞ GÖRÜŞMESİNDE GÖZ TEMASININ ÖNEMİ

Beden dili namına en çok ipucu veren uzvumuz gözlerimizdir. Bu yüzden yeni tanıştığımız insanlar vücut dilimizden iyi bir anlam çıkartsın istiyorsak göz temasına önem vermeliyiz.

İş mülakatı esnasındaki göz kontağı çok önemlidir ama bazı durumlarda fazla ya da az göz teması farklı algılamalara neden olabilir. Doğru olan iş mülakatını yapan kişi oranında göz teması kurmaktır.

Mülakatta birden fazla kişi yer alıyor ise her biriyle birbiriyle eşit oranda göz teması kurmaya dikkat edilmelidir. Tabi süre tutun demiyoruz, mümkün mertebe dikkat etmek en iyisi.

Size sorulan soruları cevaplarken özellikle muhatabı ile göz teması kurulmalı, ilgisizlik belirtisi olarak algılanabileceği için etrafa çokça göz gezdirmekten kaçınılmalıdır.

Göz kontaktı kurmak başka hiçbir yere bakmamak demek değildir. Düşünerek konuşan insanların gözlerini kısa sürelerle etrafta gezdirmesi normaldir. Dikkat edilmesi gereken şey uzun süre başka noktaya dalmamaktır.

Göz teması sizin ciddiyetinizi ve ilginizi gösterir, bu yüzden iş mülakatlarında hayati önem taşır.

27 Ekim 2015 Salı

POLATLI'DA ETKİLİ İLETİŞİM VE BEDEN DİLİ SEMİNERİ

Polatlı Ticaret Odası, yerel halk ve oda üyelerine ’Müşteri ile Etkili İletişim ve Protokol Kuralları Eğitimi’ verdi.

Eğitimin içeriğinde ise iş yerinde etkili iletişim, beden dili ve davranış yönetimi gibi konular yer aldı. Uzman bir ekip tarafından bilgilendirilen katılımcıların özellikle beden dili eğitimine gösterdikleri yoğun ilgi gözlerden kaçmadı.

Yaşam koçu Yaşar Ateşsoy: "İletişim sadece insanlar olarak birbirimizi anlamak ve tanımak değil, ayrıca hayatın anlamını anlamak noktasında da bize yardımcı olan bir unsurdur. İletişimde etkin olan konular söz, ses tonu ve beden dilidir. Bunlar da en etkili sonuç beden dilidir. İnsan karşısındaki kişiyle en çok beden dili ile iletişime girer ve kişiyi bu yolla etkiler. Çünkü neyi söylediğimiz değil, nasıl söylediğimiz önemlidir. Bundan dolayı da misafirlerimizi yani müşterilerimizi karşılarken beden dilini etkin kullanmamız gereklidir" ifadelerini kullandı.

19 Ekim 2015 Pazartesi

BAZI BEDEN DİLİ TÜYOLARI

Karşınızdaki kişinin gerçek hissiyatına uyanmak için başvurabileceğimiz yegane yöntem beden dilidir. Erken beden dili ve kadının beden dili arasında farklılıklar bulunsa da ortak yönler de vardır.

Yapılan çalışmalar sonucunda kişilerin karşılarındaki kişiler hakkındaki düşüncelerinde %55 vücut dilinin etkili olduğunu söylüyor. Vücut dilini %38 ile ses tonu izliyor. Karşımızdaki kişinin kullandığı kelimelerin o kişi hakkındaki düşüncelerimiz üzerindeki etkisi ise yalnızca %7.

Vücut dilini doğru okumak için birkaç ipucu:


* Sahte gülümsemde, gülümserken göz kenarlarında kırışıklık oluşmaz.

* Sizinle göz kontağı kuruyorsa eğer sizinle olumsuz veya olumlu şekilde ilgilidir.


* Size bir şey anlatırken göz kontağını çok uzun süre sürdürüyorsa yalan söylüyor olma ihtimali mevcuttur. Çünkü gözlerini kaçırmadığını belgelemek istercesine göz teması kuruyordur.

* Kaşları kalkıksa bir olumsuzluk vardır. Sıkıntının veya rahatsızlığının nedenini öğrenmeye bakın.

* Kahkaha atabilmesi genellikle iyiye işarettir. Çünkü benimsemediğimiz insanların karşısında pek kahkaha atma eğiliminde değilizdir.

* Eğer yaptığınız hareketlerin benzerlerini o da yapıyorsa farkında olmadan o zaman sizi epey ilgiyl dinliyor demektir.

* Bacak titremesi stres ve kaygı belirtisidir.

* Kolların göğüste buluşturulması karşıdaki kişiye henüz güvenilmediğinin göstergesidir. Çünkü koruma maksatlı defansif bir duruştur.

* Kişinin sergilediği coşkulu bir poz ya da duruş, kendisini güçlü ve başarılı hissettiğinin emaresidir.

* Bacak bacak üstüne atmak çoğunlukla direnişin ve meydan okumanın göstergesidir. Bu nedenle anlaşılması güç bir insan olduğunuz imajı yaratabilir.


* Konuşurken elleri geniş bir alanda hareket ettirmek ve otoriter bir görünüm, karşınızdaki kişinin lider ruhlu olduğunu gösterir.

15 Ekim 2015 Perşembe

MESAFENİZİ KORUYUN!


Beden dilinde kişisel alanlar çok önemlidir. İlişki kurarken, kendimize yakın hissettiğimiz kişilere ile hoşlanmadığımız kişileri karşılaştırdığınızda mesafe, temas gibi farklılık görebilirsiniz. Bu sebeple, Sözel Olmayan İletişim’de Mesafe, kişilerin birbirlerine verdikleri değeri, önemi gösteren ve ilişki içinde kendilerini nereye koydukları konusunda bize bilgi veren temel bir kategoridir.

Sözel Olmayan İletişim’de kişiler arası mesafenin dört düzeyinden söz edilir:

• Mahrem Alan (15-50 cm.)

• Kişisel Alan (45-120 cm.)

• Sosyal Alan (120-300 cm.)

• Herkese Açık Alan (360-750 cm.)

Zaten isimleri ve yanlarında yazan mesafeler ne ifade ettikleriyle ilgili epey ipucu veriyor ama daha sonraki yazılarımızda bu başlıklar hakkında detaylı bilgiler paylaşacağız.

12 Ekim 2015 Pazartesi

BEDEN DİLİNİ DOĞRU KULLANAN EĞİTİMCİLER DAHA BAŞARILI ÇOCUKLAR YETİŞTİRİYOR

Beden dilini doğru şekilde kullanan öğretmenler ve yöneticiler çocuklar için çok daha faydalı oluyorlar.

Çocukların çok çeşitli öğrenme kanalları vardır. Bunlar, dersi dinleme, okuma, çevresinden öğrenme, medya ve örneklemedir. Örnekleme ile öğrenirken yakın çevresinden ve tabi ki öğretmenlerinden etkilenirler. Öğretmenin jest ve mimikleri, ses tonu, duruşu davranışı çocuk için kendisine örnek teşkil edebilecek bir metadır.

Öğretmen çok güçlü bir metni güçsüz bir beden dili ile anlatıyorsa yaratacağı algı da zayıf olur. Ses tonunu ise hem en arkadaki öğrenciye duyuracak kadar yüksek hem de bağırıyormuş imajı yaratmadan kullanmayı öğrenmelidir. Bunun için çeşitli diyafram egzersizleri mevcuttur.

Öğrencilerle göz teması kurmaktan kaçınmamak gerekir ve bunu yaparken sadece ön sıralardaki çalışkan öğrencilerin değil kendisini dinleme eğiliminde olmayan öğrencilerin de gözünün içine bakmalıdır. Böylece onları da kazanma şansı olur.

7 Ekim 2015 Çarşamba

DİNİ VAKFA 'BEDEN DİLİ' DESTEĞİ

Devletin kalkınma ajansı, İslam alimi Somuncu Baba’nın torununun Malatya’daki vakfına, “personeline ‘beden dili’ eğitimi verdiği” için 7 bin 616 lira ‘kalkınma desteği’ sağladı.


Doğu Anadolu’da Bingöl, Elazığ, Malatya ve Tunceli illerindeki “kalkınma projelerini” teşvik etmek amacıyla 2009 yılında kurulan Fırat Kalkınma Ajansı, Malatya’daki Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi Vakfı’na 7 bin 616 lira “kalkınma desteği” sağladığı ortaya çıktı.

Yönetiminde vali, belediye başkanı, il genel meclis başkanları ile ticaret ve sanayi odaları başkanlarının yer aldığı kalkınma ajansları, kendi insiyatiflerini kullanarak uygun gördüklere projelere destek sağlayabiliyor.

CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün soru önergesine Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın verdiği yanıtla, bu ilginç destek de ortaya çıkmış oldu. Öğüt, Fırat Kalkınma Ajansı’nın bugüne kadar hangi kalkınma projelerine katkı sağladığını sordu.
Yılmaz’ın açıkladığı listede, özel ve resmi kurum ve kuruluşlar arasında “Kurumsal Gelişim Eğitimi” projesiyle Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi Vakfı da yer aldı.

Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi kimdir?
VAKIF kurucusu olan Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi Hazretleri 1914-1990 yıllarında Darende’de yaşadı. Hz. Muhammed’in soyundan geldiğine inanılan İslam alimi Somuncu Baba’nın torunu olan Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi, kırk iki yıl boyunca Somuncu Baba Camii’nde imamlık yaptı. Kendi adıyla kurduğu vakıf, yörede “Somuncubaba Vakfı” olarak biliniyor.

5 Ekim 2015 Pazartesi

KADIN VE ERKEK BEDEN DİLİNDE YALANIN İZLERİ

Jest ve mimiklerden insanların ruh halini az çok anlayabiliriz ama bunu daha ileriye taşıyıp yalanla gerçeği bile birbirinden ayırabilmek mümkün.

Bu yazıda kadın ve erkekte yalan belirtilerine bakacağız:

- El ile başın arka kısmını okşama davranışı; şefkat ihtiyacı ve stres seviyesinin artma belirtisidir. Erkeklere özgü bir davranıştır.

- Saçı ya da sakalı çekmek; erkeklere özgüdür. Bulunulan ortamda rahat olunmadığının ya da köşeye sıkışmışlığın belirtisi olarak yorumlanır.

- Alında belirginleşen damar; daha çok erkeklere özgüdür ancak kadınlarda da görülmektedir. Öfke artışına delalettir.

- Göz bebeklerinin büyümesi ya da küçülmesi; genel olarak kadınlarda daha sık görülür. Kadınlar yalana sardıklarında göz bebekleri ortalama dört kat büyür.

- Göze dokunma; kadınlarda görülen kendini saklama ihtiyacının bir sonucudur.

- Burna dokunma; erkeklerde görülen, standart bir stres seviyesinin yükselme durumudur. Erkeklerin burun kısmı kadınlara göre daha farklıdır. Bu yüzden yalan söylediğimizde stres seviyemizin artmasıyla burun bölgemiz gıdıklanır ve farkında olmadan elimizi burnumuza götürme ihtiyacı hissederiz. 

1 Ekim 2015 Perşembe

ANTRENÖRLERE BEDEN DİLİ İLETİŞİMİ EĞİTİMİ VERİLDİ


Kayseri Spor İl Müdürlüğü'nde görevli olan antrenörlere "Benim Hayatım Spor Projesi" dahilinde psikolog İzzet Özer tarafından Beden Dili ve Etkili İletişim semineri verildi.

Kayseri Gençlik Merkezi'nde bu ay 2. düzenlenen ve yaklaşık otuz antrenör ve gençlik liderlerinin katıldığı seminere İl Müdürü Murat Eskici de katıldı.
Eskici yaptığı konuşmada “Birey olarak hepimizin yaşı ne olursa olsun kendini geliştirmeye ihtiyacı var ve bu vesileyle antrenörlerimize yararlı olacağını düşündüğümüz bu seminerleri düzenledik. Bunun yanı sıra sporcuların psikolojiler, beslenmeleri, yaralanmaları ile ilgili de seminerler düzenlemek suretiyle antrenörlerimizin daha donanımlı gençlerimize daha faydalı olabilmelerini sağlamayı planlıyoruz" dedi.
Yaklaşık iki saat süren seminer toplu hatıra fotoğrafı çekimiyle son buldu.

28 Eylül 2015 Pazartesi

ÇOCUKLARIN BEDEN DİLİ



İpucu olabilecek birkaç beden dili hareketi:

- Yeni doğan bebek henüz ağlamayı bilmediği için refleksif olarak ağlar. Annesinin onu okşaması rahatlatır ve kendini iyi hissetmesini sağlar.
- Sallanmak çok hoşuna gider. Çünkü anne karnındaki ortamla özdeşleştirerek bilinçaltında kendini rahatlatır.

- İlk defa banyo yapan bebek kollarını açar ve dilini dışarı çıkarır. Böylece düşme korkusundan kurtulmaya çalışır.
- Çocuğun elini yada herhangi bir şeyi emmesi, ısırması onun zor durumda olduğunu merakla daha çok şey bilmek istediğini gösterir.
- Canlı gözler ilgili ve harekete hazır olduğunu gösterir.
- Annemin dikkatini nasıl çekebilirim? Diye düşünen bir çocuk parmağını göstererek acıdığını anlatmaya çalışarak aslında annenin onunla ilgilenmesini istediğini ifade eder.
- Kulakları kapatmak.. çevreden gelen sesleri duymak istemediğine yada duymak istemediği konuşmalarda gösterir.
- Karşılıklı oyun oynayan anne ve çocuğun oyun esnasında kendini geri çekmesi annenin fazla müdahaleci olduğunu çocuğun aktif oyunu devam ettirmekte engellediğini gösterir.
- Kolları açarak gelme sevgi ve güven duygusu istediğini
- Suçlandığı zaman omuzu yukarıda, baş geridedir. Bu durumda suçlandığı şey hakkında red etme yada kabul etme arasında gidip gelmektedir.
- İtiraf eden çocuk eliyle iter. İstediğini aldın artık beni rahat bırak mesajı verir.
- Aşağı sarkan eller vazgeçildiğine işaret eder.
- Kendi kendine boyama yapan çocuk gayet ciddi bir yüz ifadesi takınırken vermek istediği mesaj önemli olan sonuç değil kazanılan tecrübedir.
- Ayakların iç kısımlarının birbirine dönük açık olması çocuğun gerçek dünyadan uzak olduğunu gösterir.
- Oyuncak ayısı yada bebeği ile oynarken annenin ona davranış şekillerini oyuncağına uygular.
- Bacakları açık, elleri belinde olan çocuk kendine güvendiğini ve savunmaya geçtiğini gösterir.
- Gözlerini sıkı sıkı kapatan çocuk gerçeklerle yüzleşmek istemeyen ve çok fazla zorlandıklarında gösterdikleri tepkidir.
- Sınıfta öğretmeninde söz isteyen öğrenci kalemini kaldırarak kendini göstermeye çalışırken, elini yumruk yapmış diğer bir çocuk pes ettiğini umudu kalmadığını ifade eder.
- Oyun hamuruyla oynayan iki çocuğun biri önündekine odaklanmış ve etrafıyla ilgilenmez görünürken gerçek dünyadan kopmuş tamamen işine yoğunlaşmıştır. Diğer çocuk hamuruna şekil verirken diğerininkine sürekli bakıyorsa “ Diğer çocuk ne yapıyor? Benimkinden mi?”
- Dudaklarını ısırarak çapkın bakışlarla gülümseyen bir kız çocuğu “Beni tamamen sevene kadar sana açılmayacağım..” mesajı vermektedir.
- Dolap yada Masa üzerine çıkmış gururla duran bir çocuk “ Ben çoookkk büyüğüm. Hepinizden daha büyük…” der.
Çocukların beden dili yetişkinler kadar karmaşık ve zengin değil basit ve yalındır. Çocuk 10-12 yaşına gelene kadar 1=1 formülü geçerlidir. Bir şeyi istemediklerinde kaçarlar. İçten gelen dürtüye göre hareket ederler. Çocuk için yetişkinin davranışları çok karmaşık ve zordur. Yetişkinler çocukların gönderdiği sinyalleri tam anlamıyla anlamlandıramadıklarından dolayı aralarındaki iletişim karmaşıklaşır.
10-12 yaşından sonra soyut düşüncenin başlaması sosyal oyun kurallarını kabul edebilir hafif çekingenlik karışım bir beden dili sergilemeye başlarlar. Ebeveynin çocuğunun beden diliyle gönderdiği mesajları algılayarak onu anladığını ifade eder bir iletişim kurması çocuğun kendini güvende hissetmesini, daha az korkmasına dolayısıylada daha az saldırgan olarak bilinçli ve kendini ifade edebilen bireyler olabilirler.

22 Eylül 2015 Salı

YURT DIŞINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN BEDEN DİLİ HAREKETLERİ

Farklı kültürlerin beden dillerinde farklılıklar olur. Bazı kültürlerde baş parmağı yukarı kaldırmak kavga sebebi sayılırken, bazılarında kafayı yukarı aşağı sallamak "evet" değil “hayır” anlamına gelir. Bu son anlattığım iki beden dili hareketi Yunanistan için geçerlidir.

Genellikle bu konularda yabancılara hoşgörülü davranılsa da sakata gelmemek için seyahat edeceğimiz yerin beden dili hareketlerini öğrenmek faydalıdır.


Kafa Hareketleri
Kafa Sallamak birçok kültürde kabul etmek ya da onaylamak anlamına gelir. Fakat Bulgaristan ve Yunanistan da vücut dilinde farklı olarak kafayı aşağı yukarı sallamak negatif anlama gelir.



Gözler
Göz göze konuşmak batı ülkelerinde önemlidir. İspanya ve Yunanistan gibi ülkelerde beden dilinde pozitif bir anlama gelir. Mamafih Finlandiya ve Japonya’da vücut dilinde göz göze konuşmak karşı tarafı utandırır. Bu nedenle sadece konuşmanın başlangıcında göz göze gelmek uygundur (konuşurken havaya mı bakıyo bu insanlar?)


Kulaklar
Portekizliler için kulağı aşağı yukarı çekmek yedikleri yemeği beğendikleri anlamını taşırken, İtalyanlar’da bu cinsel içerikli bir beden dili anlatımına sahiptir, yapmayın, dayak yersiniz! İspanya’da ise bir kişinin içeceğini ödemediğini anlatır.


Burun
Mendille burnu silerken sesli şekilde hönkürmek batıda normal karşılanırken doğuda özellikle Japonya’da insanların hoşnutsuz bakışlar atmasına neden olur. Ayrıca burna elle dokunmak İngiltere’de kendine güveni belirtirken, İtalya’da “kesinlikle” yapılmaması gerekir .



21 Eylül 2015 Pazartesi

YURT DIŞINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN BEDEN DİLİ HAREKETLERİ II

Dudaklar
Bazı kültürlerde özellikle Latin Amerika, Filipinler ve Porto Riko’da yön gösterirken el yerine dudaklar kullanılır (Bunu nasıl yaptıklarını cidden merak ediyorum) Birçok batı ülkesinde bir kişiyle karşılaşınca yanaktan öperken bu Asya ülkelerinde samimiyet sınırını aşmak anlamına gelebilir.


    


Kollar
Birçok kültürde özellikle İtalya, bazı Latin ülkeleri ve Amerika’da konuşurken kolları sallamak çok normal karşılanırken Kuzey Avrupa ülkelerinde güvensizlik ve abartma anlamına gelir. Hele Japonya'da direk nezaketsizlik olarak algılanır.


Eller
ABD’de el sallamak “Güle güle” anlamına gelirken birçok Avrupa ve Latin Amerika ülkesinde olumsuzluk (hayır!) anlamı taşır .
Malezya’da işaret parmağıyla göstermek tabu olarak beden dili anlatırken baş parmağı yukarı kaldırmak Brezilya gibi ülkelerde “Başarılı” anlamına gelirken bazı Arap ülkelerinde Sardunya ve Yunanistan’da hakaret anlamına gelir. Fransa’da ise “bir” anlamına gelir. Parmakla çağırma hareketi İtalya’da “Hoşçakal” anlamındadır. Amerika’da “buraya gel”i anlatırken Asya ülkelerinde hakaret olarak anlaşılır.




Bacaklar
Bacaklar için en yaygın farklı anlamları olan beden dili hareketi bacak bacak üstüne atmaktır. Bu ABD'de çok normalken bazı Asya ülkelerinde saygısızlıktır. Hatta Avrupa'da farklı kültürlere göre normal ya da saygısızlıktır.





11 Eylül 2015 Cuma

ŞİDDET UYGULAYANIN BEDEN DİLİ


Konya Sağlık Müdürlüğü saplık personeli ile hasta veya hasta yakınları arasında çıkabilecek kavga ve arbedelerin önüne geçmek amacıyla acil 112 çalışanlarına şiddete eğilimli insanın beden dili hakkında eğitim verdi.
Acil çalışanlarının hepsine verilecek olan eğitim programın açılışını yapan İl Sağlık Müdürü, kişiler arası iletişim kurma yetisinin sağlık alanında normalden 2 kat önemli olduğunu kaydetti.

Genellikle hastayla ilk karşılaşan ve onlara ilk müdahaleyi yapanların 112 Acil Servis çalışanları olduğunu hatırlatan İl Sağlık Müdürü, "Sizlerin tavır ve davranışları hasta ile yakınlarının sağlık camiasına karşı olan tavır ve tutumlarını da etkilemektedir." diye konuştu.

İl Sağlık Müdürü'nün konuşmasının ardından Eğitim Uzmanı Rahim Aladağ, acil servis 112 çalışanlarına 'Beden Dili ve Etkili İletişim' konusunda eğitim verdi.

10 Eylül 2015 Perşembe

GERÇEK VE SAHTE GÜLÜMSEME FARKI


How I Met Your Mother dizisini izleyenler Zoey karakterinin "Kaptan" namıyla anılan zengin ve deniz tutkusuyla bilinen eşini bilir. Bilmeyenler için özetlemek gerekirse; Kaptan çok kibar ve üreli gülümseyen bir kişi olmasına rağmen hep ana karakterlerimiz tarafından tekinsiz bir adam olark algılanır. Ondan bi inceden çekinirler hep...

Bu şık ve gülümsemeyi seven adamın neden tekinsiz bir adam izlenimi yarattığını ise ancak Kaptan'ın mimiklerini yorumlayarak anlayabilirler

Kaptan'ın fotoğrafı yorumlanırken göz kısmı kapanır ve ortaya güzel gülüşlü bir adam çıkar. Ağız kısmı kapatılınca ise; o sempatik adamdan eser kalmaz ve kafalar iyice karışır...

Çünkü gülmek bütün bir yüzle yapılan bir eylemdir ve sadece dudak hareketleriyle dişlerinizi göstermeniz gerçekten güldüğünüz anlamına gelmez.

4 Eylül 2015 Cuma

BEDEN DİLİNDE BAŞ HAREKETLERİ

En yaygın olarak kullanılan 2 tanesi onay için başı yukarı aşağı sallama ve reddetmek için başı yana sallamadır. Onay için başı sallama hareketi çoğu kültürde 'Evet' veya onay anlamına gelen olumlu bir harekettir. Doğuştan görme ve işitme engelli olan kişilerle yapılan araştırmalarda bu kişilerin de onay amacıyla bu hareketi kullandıklarını göstermiştir. Bu da bu hareketin öğrenilen değil, doğuştan gelen bir hareket olduğu kuramına yol açmıştır.

Temel Baş Pozisyonları
3 temel baş pozisyonu vardır. Birincisinde baş yukarıda olup duydukları konusunda nötr bir tavra sahip birisinin pozisyonudur. Baş genellikle hareketsiz olup ara sıra ufak eğilme hareketleri yapabilir. Bu konumda eli yanağa götürme değerlendirme hareketleri sık kullanılır.




Ortadaki: İlgilenmiş baş pozisyonu
Sağdaki: Onaylamayan pozisyon
Soldaki: Nötr baş pozisyonu

Kafa bir yana doğru eğildiğinde (ortadaki) bu kişinin ilgilenmeye başladığı anlamına gelir. Hayvanlar kadar insanların da bir şeyle ilgilenmeye başladıklarında başlarını yana eğdiklerini ilk fark edenlerden biri Charles Darwin'di. Bir satış sunuşu veya bir konuşma yapıyorsanız dinleyicilerinizin bu hareketi yapıp yapmadıklarına bakın. Eğer yapıyorsa bir şekilde onlara ulaşabilmişsiniz demektir

Kadınlar bu baş hareketini bir erkekle ilgilendiklerini göstermek için kullanırlar. Birileri sizinle konuşurken onların size karşı sıcak duygular beslemelerini sağlamanız için baş yana eğik pozisyonu kullanarak ara sıra başınızı öne eğmeniz yararlı olacaktır.

Baş aşağıya eğikken tavrın olumsuz hatta yargılayıcı olduğunu gösterir (sağdaki). Eleştirel değerlendirme hareket gruplarında genellikle baş aşağıya eğiktir ve karşınızdakinin başını kaldırmasını veya yana eğmesini sağlayamazsanız bir iletişim sorunuyla karşı karşıya kalabilirsiniz. Topluluk önünde konuşan birisi olarak sık sık tamamı kafası aşağıya eğik ve kolları göğsünde kavuşturulmuş kişilerden oluşan dinleyici gruplarıyla karşılaşabilirsiniz.

Profesyonel konuşmacılar ve eğitmenler genellikle konuşmalarına başlamadan önce dinleyici katılımı gerektiren bir şeyler yaparlar. Bunun amacı dinleyicilerin başlarını yukarıya kaldırmalarını ve katılmalarını sağlamaktır. Konuşmacının hilesi başarılı olursa dinleyicilerin bir sonraki baş pozisyonu yana eğik olacaktır.




Her İki El de Başın Arkasında
Bu hareket kendilerine güvenli veya bir konuda kendilerini dominant ya da üstün hisseden kişilere özgü bir harekettir. O kişinin düşüncelerini okuyabilsek büyük olasılıkla 'Tüm cevaplar bende' ya da 'Bir gün belki benim kadar akıllı olursun' veya hatta 'Her şey kontrolüm altında' gibi bir şey söylüyor olurdu. Bu hareketi aynı zamanda 'her şeyi ben bilirimciler' kullanır ve çoğu kişi bu hareketi sinir bozucu bulur. Avukatlar meslektaşlarıylayken bu hareketi ne kadar bilgili olduklarının bir göstergesi olarak sık sık kullanırlar.

Ayrıca kişinin o bölgenin sahibi olduğuna dair bir alan işareti olarak da kullanılabilir. Şekil'de soldaki adam aynı zamanda bacaklarını 4 şeklinde de kilitlemiş olup sadece kendini üstün hissetmekle kalmayıp aynı zamanda tartışmak istediğini de göstermektedir.

Meydana geldiği duruma bağlı olarak bu hareketle başa çıkmanın birkaç yolu vardır. Kişinin üstün tavrının nedenini öğrenmek istiyorsanız avuçlarınız yukarı doğru olarak öne eğilin ve 'Bu konuda bilgili olduğunu görüyorum. Yorumda bulunmak ister misin?' deyin. Ardından avuçlarınız hâlâ görünür şekilde olarak geriye yaslanın ve cevap bekleyin. Başka bir yöntem de karşınızdakini konumunu değiştirmeye zorlayarak tavrını değiştirmesini sağlamaktır.

Bunu yapmak için yetişemeyeceği bir yere bir şey koyup 'Bunu gördün mü?' diyerek onu öne eğilmeye zorlayabilirsiniz. Bu hareketle baş etmenin başka iyi bir yolu da taklit etmektir. Karşınızdakiyle aynı fikirde olduğunuz göstermek istiyorsanız yapabileceğiniz en iyi şey hareketlerini taklit etmektir.

Öte yandan eller başın arkasında hareketini yapan kişi sizi azarlıyorsa hareketini taklit ederek onu sözel olmayan yollarla tedirgin etmiş olursunuz. Örneğin, iki avukat birbirine karşı eşitlik ve anlayış göstermek için bu hareketi yapabilirler (sağdakiler) ama okul müdürünün odasında hareketi taklit eden haylaz öğrenci müdürü çıldırtabilir.

Bu hareketin kökeni çok açık olmasa da ellerin kişinin arkaya yaslanıp rahatladığı hayali bir koltuk gibi kullanıldığı düşünülebilir. Bu hareketle ilgili olarak yapılan araştırmalar bir sigorta şirketindeki otuz satış müdüründen yirmi yedisinin bu hareketi pazarlamacıları veya astlarının yanında düzenli olarak kullanırken üstlerinin yanında çok ender kullandıklarını gösterdi. Üstlerinin yanında aynı müdürler edilgen ve savunma hareket gruplarını kullanıyorlardı.



3 Eylül 2015 Perşembe

BEDEN DİLİ HAKKINDAKİ YANILGILAR

Beden dili hakkında hiçbir eğitimi olmayanların bile, toplum içinde yetişmenin verdiği tecrübeyle, beden dili yorumlama hakkında bazı genel geçer yargıları oluşmuştur. Fakat bu bilgiler gerçekte ne kadar doğru?
Bu konuda yoğun çalışmaları olan Prof. Dr. Acar Baltaş Hocamızın beden dili hakkında doğru zannedilen yanlışlar hakkındaki çalışmalarından birisine mercek tutalım şimdi:

“Yalancı adam bakışından belli olur”
Birçoğumuza göre, gözlerini kaçıran kişi doğru söylemiyordur. Yıllardır surat ifadeleri üzerinde çalışan Paul Ekman böyle düşünmüyor: Gözleri kaçırmak kişinin o anda güçlü bir duygunun etkisi altında olduğunu gösteriyor olabilir, ancak yalan söylediği anlamına gelmez. Beden dilinin ne anlama geldiğini algılayabilmek için yaşanan duyguyu doğru teşhis etmelidir. Dahası Ekman, en inandırıcı bakışlara sahip kişilerin sosyopatlar, dolandırıcılar, madrabazlar ve müzmin yalancılar olduğunu belirtiyor.

“Biriyle yeni tanıştığınızda ne kadar çok göz teması kurarsanız o kadar etkili olur”
Bu inançla insanlar özellikle iş görüşmelerinde gözlerini görüşmecinin gözünden ayırmazlar. Oysa birkaç saniyeyi geçen göz teması insanları huzursuz edebilir, bu bakışların altında başka anlamlar aranmasına neden olabilir. Örneğin araştırmalar, ısrarlı göz temasının, bir kur yapma biçimi olarak, karşı cinsin ilgisini çekmeye yönelik olduğunu göstermiştir.

“Ellerini arkada kavuşturmak güç ifadesidir” 
Batı kaynaklı hitabet eğitimcileri yıllarca insanlara ellerini arkada kavuşturmalarını öğütlediler. Bu jeste “Prens Charles duruşu" da denir, sanki Buckingham Sarayı'nın varisi güçlü bir beden diline iyi bir örnekmiş gibi. Araştırmalar ise, insanların bu jesti güvenilir bulmadığını gösteriyor: Ellerini göremediğimiz insanlar bizde kuşku yaratır.

“Yüksek mevkideki kişiler, diğerlerine dokunarak üstünlüklerini ifade ederler”
Çoğunlukla da iktidar sahibi erkeklerin diğerlerinin omzuna, koluna dokunarak güçlerini ifade ettiklerine dair bir inanış vardır. Bunda bir doğruluk payı olsa bile, araştırmalar kadınların ve alt sınıftan insanların birbirlerine karşı dokunma jestini daha sık yaptıklarını göstermektedir.

“İnsanlar mutlu oldukları zaman gülümser” 
Mutlu olmak, gülümseme nedenlerinden biridir, ancak Ekman'a göre, o kadar çok gülümseme çeşidi var ki; samimi bir gülümsemeden tutun da “nezaketen” gülümsemeye, “alaycı” gülümsemeden, “suçlu” gülümsemeye, “korkudan” gülümsemeden “muzaffer” gülümsemeye kadar... Nedeni ne olursa olsun, gülümsemenin insanlar üzerinde güçlü bir etkisi var. Araştırmalara göre yargıçlar, sanığın suçlu olduğu yönünde kanaat getirdiyse, gülümsesin yahut gülümsemesin mahkumiyet kararı veriyorlar, ancak gülümseyen sanıklar daha az ceza alıyor.

“Kızan adam sesini yükseltir”
Tekrar edelim, beden dili duygular hakkında ipucu verir, ancak hangi belirtinin hangi duyguyla eşleştiğini söylemek zordur. Öfke, sinir, korkma, heyecan, panik, hepsi ses tellerinin gerilmesine ve sesin yükselmesine neden olabilir. Sözsüz iletişim öğesinin hangi duyguya işaret ettiğine karar verebilmek için iletişim içindeki kişiyi ve iletişim ortamını çok iyi yorumlamak gerekir.

“Hızlı konuşan satıcıya güvenme” 
Ağzı kalabalık kişilere pek güvenmeyiz. Oysa Ekman, yavaş konuşanlardan, özellikle de uzun bir duraksamayla söyleyeceklerine başlayanlardan kuşku duyun diyor. Konuşma arasındaki uzun, kısa ve sık duraklamaların güvenilir olmadığını da söylüyor. 

“Aaaa...”, “mmmm...”, “hıııı...” ifadeleri, “ben..”, ”şey...” sözcükleri üzerinde durulmasını öğütlüyor. Böyle durumlarda kişi ya “yalancı”, ya da yalan söylemek zorunda kalacağını öngörmemiştir yahut da hazırlıklı olsa bile beklemediği bir soruyla karşılaşmıştır yahut da gerginlikten dili dolaşmıştır.

2 Eylül 2015 Çarşamba

FLÖRTÖZ KADININ BEDEN DİLİ




Öncelikle şunu söylemek gerekiyor ki; bir kadın ya da erkekte dünyada genel geçer flört veya kur yapma olarak kabul edilen davranışlardan birisini görüyorsanız illa ki sizinle flört ettiği anlamına gelmiyor!

Özellikle bizim ülkemizde olduğu gibi “bana işaret çaktı, kuyruk salladı, vs.” gibi taciz bahanelerinin sıklıkla telaffuz edildiği bir ortamda herkesin beden dili mesajlarının çok farklı olabileceğinin altını çizmek gerekiyor. Onu da çizdiğimize göre gelelim MAG dergisinden apardığımız flört eden kadın emarelerine:

Kadınlar da tıpkı erkekler gibi saça dokunma, giysileri düzeltme, bir veya iki elini birden beline koyma, ayak ve vücudun erkeğe çevrilmesi daha uzun mahrem bakışlar ve artan göz teması gibi aynı temel hazırlık hareketlerini kullanırlar. Ayrıca erkek saldırganlık hareketi olmasına rağmen bir dişi inceliğiyle kullanılan ve sadece tek başparmağın kemere sokulduğu veya bir çanta veya cepten dışarı çıktığı başparmaklar kemerde hareketini yaparlar.

Heyecan dolu bir ilgi kadınlarda da göz bebeklerinin büyümesine ve yanakların kızarmasına yol açar. Bunun ardından diğer dişi flört sinyalleri gelir.

Saç Atma
Baş hafifçe savrularak saçlar omuzlardan geriye veya yüzden uzağa atılır. Kısa saçlı kadınların bile bu hareketi yaptıkları görülebilir. Ama unutmamak gerekir kadınlar saçlarıyla hep oynarlar.

Kalça Yuvarlama
Pelvik bölgeyi vurgulayacak şekilde yürürken kalçaların rolü önem kazanır. Aşağıda verilen daha rafine dişi flört hareketlerinden bazıları yüzyıllardır mal ve hizmetleri satmak için yapılan reklamlarda kullanılmaktadır.

Yan Bakış

Göz kapakları kısmen düşük olan kadın erkeğin bakışına erkek fark edene kadar karşılık verir ardından hemen bakışlarını kaçırır. Bu tahrik edici bir gözetlenme ve gözetleme hissi uyandırır ve çoğu normal erkeği ateşlendirmek için yeterlidir.


Ağız Hafif Aralık, Islak Dudaklar
Bu hareket dişi genital bölgesini simgelemek amacını güttüğünden Dr. Desmond Morris bunu ‘kendi kendini taklit’ olarak tanımlar. Dudaklar yalanarak veya kozmetiklerle ıslak gösterilir. Her iki durumda da kadının cinsel bir davette bulunduğu izlenimini uyandırır.

Kadınlarda Bacak Atma Hareketleri
Erkekler genellikle bacakları açık ve saldırgan bir şekilde otururlarken kadınlar bacak bacak üstüne atmayı bir koruma olarak kullanırlar. Kadınlar flört ettiklerini göstermek için üç temel pozisyonu kullanırlar.
Dizle göstermede bir bacak öbürünün altına toplanırken ilginç bulduğu kişiyi gösterir. Bu çok rahat bir pozisyon olup konuşmanın resmiyetini ortadan kaldırır ve uylukları sergiler.

Ayakkabıyla oynama da rahat bir tavrı gösterir ve bazı erkekleri çıldırtabilen bir şekilde ayağın ayakkabıya sokup çıkarılması gibi baştan çıkartıcı bir etkiye sahiptir.

Çoğu erkek bacak dolamanın bir kadının yapabileceği en çekici oturuş pozisyonu olduğunu düşünür. Bu, kadınların dikkat çekmek için bilinçli olarak kullandıkları bir harekettir. Genellikle buna alçak sesle konuşmak eşlik eder.
Kadınlar vücut dillerini farklı amaçlar için de kullanırlar o yüzden her hareketlerini flört hareketi gibi algılamamak gerekir. Durum, yer, konu ve zaman bu noktada belirleyici olacaktır.


Kaynak: http://www.beden-dili.com/

29 Ağustos 2015 Cumartesi

ALDATAN ERKEĞİN BEDEN DİLİ

· Eğer erkeğin çevresinde aldatma eylemini sürekli gerçekleştiren arkadaşları varsa yakayı ele vermesi daha güçtür, çünkü nelere dikkat etmesi gerektiği konusunda daha dikkatlidir. Öncelikle aldatan kankası varsa buna dikkat!

· Kadındaki fiziksel anlamdaki değişiklikleri ya da evinizdeki değişikliği anlamazlar. Gerçi bunları hiç anlamazlar

· Saçınızı boyatırsınız, zayıflarsınız, yeni bardaklar alırsınız, kokunuzu değiştirirsiniz fark etmezler çünkü ilgi başka yerdedir. Aslında erkekler bunları henüz balayınızdayken bile fark etmeyebilir. Ama eğer önceden ilgiliydi ve sonradan ilgisin kaybettiyse o zaman kuşkulanma nedeni olabilir.

· Senelerdir göbekli kocanız aniden göbeğini eritmeye çalışıyorsa, senelerdir dökülen saçlarını dert etmeyen eşiniz saç ektirmeye, genç gözükmeye çabalıyorsa bu bir belirti olabilir.

· Gün içinde, mesajları ve aramaları azalır veya hiç olmazsa, bu sizi çokta merak etmediği anlamına da gelebilir.

· Önemsiz bir konuyu, büyük tartışmaya dönüştürüp evden çıkıp geceyi dışarda geçirmek için bahane yaratabilir.

· Gözlerine dikkat edin. Göz temasından kaçıyor olabilir, sıkça aldatmış, aldatma konusunda uzmanlaşmış bir erkek ise gözlerini sizden kaçırmıyor da olabilir.

· Erkekler kadınlar gibi değildirler. Çok parçaya bölünemez. Kadınların anne, eş, abla, iş kadını olabilme yeteneği fazladır. Erkeklerde ise, eş, başka kadının sevgilisi ve çocuğunun babası olunca bir takım kopmalar olur. Çocuğuna olan alakası azalabilir, gerçi azalmayabilir de ama bu konulardaki ani değişiklikler bir ipucu olabilir.

· Birkaç kadın ilk zamanlar heyecan verici, tahrik edici, egosal tatminlerle doluyken, zaman ilerledikçe, erkekte panik halde dolaşmasına sebep olur ki, bu panik halleri dışarıdan da net bir şekilde anlaşılır.

28 Ağustos 2015 Cuma

MİKRO İFADELERİ YAKALAYIN KARŞINIZDAKİNİ ANLAYIN

Bristol (UK) Üniversitesi araştırmacıları tarafından gerçekleştirilen çalışmada, belirsiz yüz ifadelerinde duygunun tanımlanması ile agresif düşünce ve davranışların ilişkisinin araştırılmış; yüz ifadelerinde duyguları tanımanın hem sağlıklı yetişkinler, hem de suç işleme riski yüksek olan ergenler üzerindeki etkisi gözlenmiştir.

Mutlu, kızgın ya da duygusal olarak belirsiz yüz ifadelerinin gönüllülere gösterildiği çalışmada, katılımcıların ifadeleri “mutlu” ya da “kızgın” olarak tanımlamaları istenmiş; böylelikle belirsiz ifadeleri ne kadar “kızgın” olarak tanımladıkları gözlenmiş böylelikle bir hareket noktası oluşturmuşlardır. Ardından da araştırmacılar, katılımcıları, daha önce “kızgın” olarak tanımladıkları belirsiz ifadelerin bazılarının aslında “mutlu” olduğunu söyleyerek yeniden değerlendirmeleri konusunda yönlendirmişlerdir.

Kontrol grubu olan ilk 40 yetişkin, belirsiz ifadelerdeki mutluluk göstergelerini tanımlayabilmiştir. Mutluluk tanımlaması yapabilen yetişkinlerin öfke ve agresyon düzeyleri daha düşüktür. Ancak deney grubundaki 46 ergen için ise durum farklıdır. Mutluluk ifadelerini tanımlayamayan ve suç işleme riski nedeniyle, çeşitli kurumlardan bir rehabilitasyon programına yönlendirilmiş olan ergenlere yüz ifadelerinde mutluluğu tanıma eğitimi verilmiştir. Eğitimi alanlarda saldırgan davranış eğilimi ve öznel öfke değerlendirmeleri düşmüştür.

Duyguyu tanımak öfke ve saldırgan davranışı değiştirmede kilit bir önem taşımaktadır. Bu sonuçlar, öfke ve saldırganlığı önlemede yapılan çalışmaların geleceğini değiştirebilecek niteliktedir.

O zaman şimdi de biraz yüzde duygular…

Mutluluk. Yanak yukarı kalkar. Dudak kenarları yukarı doğru çekilir. Göz kenarları kırışır. Alın düz ve kaşlar sabittir.

Stres veya Üzüntü. Yüzün kaş bölümündeki stres: Kaşın orta kısmı yukarı kalkmıştır, kaşa eğri bir görünüm kazandırır. Kaş çizgi halindedir, ama sadece medyal (ortası) kısmı çizgi haline gelmiştir. Kaşlar aynı zamanda birleşmişlerdir. Bu durum kaş çevresinde içeri doğru-U şeklinde “Darwin’in keder kası” olarak da bilinen kırışıklıklara neden olur. Eğer kaş tamamen yukarı kalkmışsa bütün bir çizgi olarak gözükür.

Aşağılama, Tiksinme, Onaylamama. Tiksinme için iki çeşit gösterge vardır. Birincisinde burun kırışır. İkincisinde ise üst dudak yukarı kalkar. Aşağılama için ise muhtemel bir gösterge gamze kasıdır. Bir diğeri ise gözleri devirmektir.

Üzüntü. Üzüntü yüzün yukarı kısmında sanki stres gibi gözükebilir. Yüzün aşağısında şuna dikkat edin: Ağzın kenarları aşağıya çekilmiş mi? Burada bu ifadenin yüzde hep var olan kalıcı bir ifade olmadığına emin olun. Üzüntü aynı zamanda yanakları kaldıran ve göz etrafının kırışması ile belli olan ve dudak kenarı depresyonu ile de ilişkili iki hareket biriminin kombinasyonu ile de belli olabilir. Ekman, Levenson ve Friesen (1983) bu noktada üzüntüye şunları eklemiştir: Aşağıya bakma, çenenin yukarı kalkması, yanakların kalkması ve dudak kenarının çekilmesi.

Öfke. Yüzün dudak ve çene bölgesi öfke ifadesini belli etmede önemlidir. Dudakların kırmızı tarafı içe doğru çekilir, böylece dudaklar gerilir ve daralır. Bu, sadece bir dudakta da görülebilir. Ya da çene yukarı doğru kalkmadan dudaklar birbirlerine doğru bastırılmış olabilir. Bu durum dudakları gerginleştirir ve daraltır. Çene de büzülmüş olabilir. Çene yukarı kalkar, kırışır ve ağza hafif içe dönük-U şeklini verir. Eğer öfke şiddetli ise alt dudak dargınmış gibi bükülebilir.

Korku. Korku sinyalleri ağızda belli olabilir. Korkuda ağız değişik derecelerde açılabilir (yani dudaklar ayrık, çene düşük ya da ağız gergin) Korku Kaşı Kaşın sadece orta kısmı yatay bir şekilde çatılmış. Yatay çizgiler bütün kaş boyunca uzanmaz. Bunlar stres ya da korku ifadeleridir.

Kaynak: http://www.psikolojistanbul.com/

26 Ağustos 2015 Çarşamba

DEPRESYONUN VÜCUT DİLİ


“Nasılsın” sorusunun standart cevabı “iyiyim”dir ama her ne kadar iyiyim desek de beden dilimiz depresif dönemlerimizde bizi ele verir. Psikolog Özge Altan Aytun’dan depresyonun beden dili şifreleri:

Kötü Pöstür
Depresyonun en açık beden dili göstergelerinden biridir. Böyle duruşu olan pek çok kişi ile karşılaşabiliriz. Omuzları öne doğru eğilmiş ve eğik bir şekilde bir duruş ve oturma şeklidir. Kötü duruş bir duruş bozukluğu ya da alışkanlık da kaynaklanabilir. Aynı zamanda uzun süreli bir depresyonun yarattığı bir alışkanlık da olabilir.

Gülme
Anlamsız geliyor değil mi? Gülme nasıl depresyonun belirtisi olabilir? Araştırmalar depresyonu olan kişilerin abartılı ya da çok az güldüklerini gösteriyor. Özellikle çok da komik olmayan bir şeye abartılı şekilde gülmek kaygının veya kabul görmenin bir belirtisi olarak karşımıza çıkıyor. Örneğin bir herkesin çokta gülmediği bir espriye aşırı derecede gülmek bir şeylerin yolunda gitmediğini gösteriyor. Diğer yandan herkesin çokça güldüğü komik durumlara zorla gülümsemek ya da gülememek o kişinin o iletişimden kopuk olduğunu ve ilgisizliğine hatta apatiye işaret ediyor.

Göz Kontağı
Özgüven eksikliği olan kişiler göz kontağı kurmakta zorlanırlar. Karşılarındaki kişi ile konuşurken ya aşağıya ya da kişinin arkasına bakarak konuşurlar. Ancak öz güveni eksik olan kişi konuşmaya dikkatini verebilir. Buradaki göz kontağı eksikliği kişinin çekingenliği ile ilgilidir. Ancak depresyondaki kişi gözünüzün içine baksa da bakmasa da belirgin olan şey konuşma ile pek ilgilenmediğidir. Konuşmadan sıkılmış ve uzak görünür. Bu nedenle göz kontağında sıklıkla kopukluklar meydana gelir.

Küçülmek…
Bir insan ayakta durdururken ayaklarına bakın. Ortalama bir insan, omuzları genişliğinde ayaklarını açarak durmaktadır. Bir an süpermeni hayal edecek olursak, çok yüksek özgüveni ile omuzlarından da geniş bir duruşa sahiptir. Depresyondaki bir kişi tıpkı dünyada görünmek istemiyormuşcasına mümkün olan en küçük yeri kaplamaya çalışır. Ayakları neredeyse birbirine bitişiktir. Kamburu çıkan omuz duruşu daha fazla küçülmek ve az yer kaplamak için kullanılan bir diğer beden dili göstergesidir.

Ayak Bilekleri Çapraz Oturmak
Bir kişi otururken , bacaklarını açarak, çapraz olarak ya da bacaklarını bitişik tutabilir depresyondaki kişi sıklıkla ayak bileklerini çapraz tutar. Bu kaygının ve bedeni korumanın beden dilindeki yollarından biridir. Ayak bilekleri çapraz biçimde oturmak tümüyle bilinçdışı bir harekettir. Bu şekilde oturmak depresyondaki kişi için diğer oturma şekillerinden daha konforludur.

Boyun Öne Doğru Çıkar
Kötü duruş özelliği ile de ilgili olarak kişinin kafası öne doğru çıkmış ise bu boyun eğme ve teslim olmanın bir göstergesi olabilir. Köpeklerin dominant bir lider karşısında başlarını öne doğru çıkardıkları görülür. Bedenlerindeki en hassas bölümü karşı tarafa sunarak bir korkuları olmadığını ve teslim olduklarını göstermektedirler. Bir diğer değişle vazgeçtiklerini anlatmaktadırlar. Kötü beden duruşunda olduğu gibi bunun da beden alışkanlığı olup olmadığını ayırt etmek önemlidir.

İfadesiz Yüz
Bir diğer beden dili göstergesi konuşurken ya da dinlerken boş bir suratla bakmaktır. Günlük konuşmada karşımızdakinin söylediklerine göre suratımız dalgalı bir deniz misali sürekli değişir. İfadesiz bir yüz olduğunda anlatılan hikaye ne kadar ilginç olursa olsun, yüz de bununla uyumlu bir ifade olmaz ise bu depresyonun göstergesi olabilir. Bu kişiler dinlerken de sürekli karşıdakini kafa hareketleri ile destekleyen bir dinleyici yerine bom boş ve hareketsiz biçimde karşıya bakabilirler. Dinlerken bazen gülümseme ile karşılaşabilirsiniz. Normal bir gülümsemede gözler de gülümser. Gözlere dikkat edin. Sadece ağız gülümsüyor gözler hareketsiz duruyorsa bu karşıdaki kişinin mutlu olmadığına dair bir ipucu olabilir. Gerçek bir gülümseme için gözlerin kenarlarında kaz ayakları denilen kırışıklıkları gördüğünüzden emin olun.

Yavaş Hareketler
Bir kişi normal halinden çok daha az hareket etmeye başlıyorsa bu depresyonun bir başka göstergesi olabilir. Enerji ve heyecanın ne kadar az olduğunu gösterdiğinden depresyon için önemli bir beden dili sinyalidir. Birşeyleri toplarken, arabaya binerken, yatarken, kalkarken, yürürken ve yemek yerken davranışlarına dikkat edin. Depresyondaki insanlar için yapılacak herşey çok fazla efor gerektirir dolayısıyla fazla zamana ihtiyaç duyarlar.

Kararsızlık
Menüde bir yemek seçmekten nereye gideceğine kadar herhangi bir konuda karar verirken zorluk yaşamak depresyonun bir diğer büyük göstergesidir. Bir konuda fikir sahibi olamamak ilgisizliğin, sorumluluk alamamanın ve kararına güvenmemenin sonucu olabilir. Kararsızlık bir beden dili hareketinden daha çok bir davranış olsa da zihnin iç yüzünü anlamak için önemli bir göstergedir.

Depresyona girmiş kişilerde gözlemlediğimiz temel beden dili göstergelerini paylaştık. Tekrar söyleyelim bu davranışlardan hiç biri tek başına görüldüğünde depresyonda olunduğunu göstermez. Tek başlarına bir alışkanlığın ya da başka bir sorunun göstergesi olabilirler. Bu belirtilerden hiç birine sahip olmayan bir kişi bir süre içinde bunun bir kaçına sahip olmaya başlarsa bu bize o kişi ile ilgili bir şeylerin yolunda gitmediğini gösterir. Siz de ya da bir yakınınız da buna ratlarsanız erken müdahale için adım atma ve erkenden depresyonla baş etme şansınız olur…

24 Ağustos 2015 Pazartesi

BAŞARIYA GÖTÜRECEK 5 BEDEN DİLİ HAREKETİ DAHA...

1-Bacaklar sabit

Sürekli hareket eden bacaklar sizin gergin ve sinirli olduğunuzu gösterir. Bu yüzden siz konuşurken bacaklarınızın ne yaptığının farkında olun!

2-Kulak Misafiri Olmayın

Görüşmenizin tam ortasındasınız ve aniden biri odadan içeri girerek görüşme yaptığınız kişi ile birşeyler konuşmaya geldi. Onlar konuşurken siz ne yaparsınız? Siz ne yaparsınız bilmiyoruz ama yapmanız gereken şey gözlerinizi dikip onlara bakmak kesinlikle değil. Gözlerinizi onlardan başka bir yere çevirerek hem onlara bir gizlilik tanımış olursunuz hem de üstünüze düşmeyen işlere burnunuzu sokmayacağınızı da şimdiden göstermiş olursunuz.

3-İyi dinleyici olun

Görüşme süresince sadece bedeninizle değil; beyninizle de orada bulunduğunuzu karşınızdakine gösterin. Sürekli kurulan göz kontağı ve baş sallamayla karşınızdakini dinlediğinizi ona açıkça gösterin.

4-Ses Tonuna dikkat

Ses tonunuz konusunda da dikkatli olmanızda yarar var. Tek düze giden bir ses tonu karşı tarafı sıkacağı gibi; yüksek bir ses tonu da sizin zararınıza olacaktır. Çünkü bu da sizin çok fazla heyecanlı bir yapıya sahip olduğunuzu gösterir.



5-Göz Kontağına Dikkat










Göz kontağı karşınızdaki insana verdiğiniz önemi gösterir. Kaç kişi ile görüşme yaptığınızın bir önemi yok. Siz mutlaka herkes ile göz kontağı kurmayı ihmal etmeyin!

SİZİ BAŞARIYA GÖTÜRECEK 5 BEDEN DİLİ HAREKETİ

Görüşmelerde kullandığınız beden dilinin, almak istediğiniz neticeye ne kadar etki ettiğinden bahsetmiştik. Peki siz kendinizi en iyi pazarlayacak cümleleri seçerek kullanırken beden diliniz ne anlatıyor?

1-Konuşurken ellerinizi kullanın

İş görüşmesinde konuşurken ellerinizi kullanmaya özen gösterin. Çünkü eğer ellerinizi masanın altında ya da masanın üstünde sabit bir şekilde tutarsanız bu sizi çekingen ve depresif gösterecektir. Oysa ki konuşmanızı ellerinizle uyum içinde sürdürürseniz bu sizi işe istekli ve enerjik gösterir.

2-Ellerinizi Cebinizden Çıkartın

Sosyal yaşamınızda elleriniz cebinizdeyken ne kadar karizmatik göründüğünüzün burada hiç bir önemi yok. Bilakis bir iş görüşmesinde ceplerde tutulan eller karşı tarafa olumsuz sinyaller yaymaktan başka bir işe yaramıyor. Beden dilinde ellerin ceplere sokulması kendine güvensiz ve gizleyecek bir şeyleriniz olduğunu gösteriyor.

3-Omuzlar Rahat

Yapılan araştırmalar insanlar gerginken omuzlarını yukarıya doğru çektiklerini gösteriyor. Bunu farkına varın ve omuzlarınızı derhal rahat bırakın! Bu sizi sadece sırt ve omuz ağrılarından kurtarmakla kalmayacak ayrıca daha rahat ve kendine güvenli gösterecektir.


4-El Sıkışmak
İlk izlenimde el sıkışmanın hayati önemini artık herkes biliyor. Sıkıca sıktığınız bir el size ilk izlenimde hanenize bir artı puan ekleyecektir.

5-Kollar Açık


İnsanlar kendilerini güvende ve rahat hissetmedikleri zaman kollarını birleştirerek dururlar. Bu hareketle siz de karşıya savunma yaptığınızın sinyallerini gönderirsiniz. Bu da sizin potansiyel patronunuza göndermek isteyebileceğiniz en son sinyaldir.

21 Ağustos 2015 Cuma

BEDEN DİLİMİZİN GENETİK KODLARI


Limbik sistem duygulardan ve sözel olmayan iletişimden sorumludur.

Çevremizdeki dünyaya refleksif bir şekilde bir anda tepki gösteren, gerçek zamanda işleyen, düşünceden etkilenmeyen sistemdir. Yapılan araştırmalarda, kollarını göğüslerinin önünde çaprazlayarak tutan insanların sağ kolunun mu yoksa sol kolunun mu üstte olduğu araştırılmış.

Araştırılan insanların onda yedisinin sol kollarını sağ kollarının üzerine attığı tespit edilmiştir. Bazı araştırmacılara göre bu genetik jestlere bir örnek olabilir. Daha önemli olan sağ kolunu koruma amaçlı (ama bilnçsizce) içeride tutuyor olabilir.

Genetik jestler dışında insanın göz rengi, saç rengi ve boyunun uzunluğu da genetik kodlar ile ilgilidir ve sözel olmayan iletişimde bazı mesajlar taşır. Örneğin uzun boylu insanlar daha etkileyicidir ve araştırmalara göre uzun boylu, yapılı insanlar kent içinde de, iş hayatında daha hızlı yükselirler. Çünkü genetik kodlarımız hala ilkel dönemlerde olduğu gibi en güçlü olanın sürünün alfası olduğu hissettirir bize.

20 Ağustos 2015 Perşembe

RENKLERİN BEDEN DİLİ





Beden dilinizle, yani görünüşünüzle, vermek istediğiniz mesajı oluşturmak istediğiniz intibayı tamamlayan en önemli şey kuşkusuz nasıl giyindiğinizdir.

Tarzınız dışında her renk farklı çağrışımlarda bulundurur. İşte kültürlere göre renklerin anlamları

Kırmızı:
Çin’de kırmızı renk, zenginlği, refahı ve yeniden doğumu işaret eder. Festivallerde ve sevinç gösterilerinde kullanılır. Fransa ve İngiltere’de eril bir renktir. Birçok Afrika ülkesinde küfür ve ölüm rengidir. Japonya’da öfke ve tehlike rengidir. Koreli Budistler, kırmızı mürekkebi bir insanın ölüm tarihini yazarken kullanılar…

Yeşil:
Amerika’da yeşil renk kapitalizmi, ilerleyişi ve düşmanlığı işaret eder. İrlanda da ülke için canını vermeyi temsil eder. Bazı kültürlerde dişiliği ve doğurganlığı temsil eder.

Siyah:
Tayland’da siyah renk yaşlılığı temsil eder. Malezya’da cesareti ve birçok başka kültürde ölümü temsil eder.

Beyaz:
Birçok Müslüman ülkede, Tayland’da ve Hindu kültüründe beyaz renk safiyeti, temizliği ve huzuru temsil eder. Bazı Asya ülkelerinde de ölümü ve ölüm ardından tutulan yası temsil eder.

Mavi:
Mısır’da mavi renk, erdem ve hakikati temsil eder. Gana’da neşeyi ve sevinci temsi eder. Cheroke kabilesinde yenilgiyi temsil eder.

17 Ağustos 2015 Pazartesi

KİŞİLER ARASI İLETİŞİMDE RENKLERİN ÖNEMİ

Renklerin bizim üzerimizde fizyolojik olarak etkisi vardır. Mesela kırmızı renk nefes alış verişinizi hızlandırmakta mai renk ise yavaşlatmaktadır.

Kırmızı sıcak mavi ise soğuk bir renktir. Kırmızı ışıkta göz kırpış sıklığımız artar mavi ışıkta se azalır. İşte bu tepkiler bizim sezgisel hislerimizle de tutarlıdır. Mavi renk daha sakinleştirici öfke ve heyecan gidericidir. Soğuk renk olduğu için serinliği ve dolayısıyla cool bir ruh durumunu anımsatır. Kırmızı renk ise canlandırıcı, tahrik edici ve harekete geçiricidir.

Renkler, insanların algılarını ve davranışlarını istem dışı etkiler. İnsanların bir ürünü satın almayı kabul edişi, özellikle ürünün paketinde kullanılan renklerden etkilenmektedir. Yapılan bir araştırmada anı kahve farklı renkte ambalajlarla tüketiciye sunulmuş ve ürün ile ilgili düşünceleri paylaşmaları istenmiş. Sonuç olarak; sarı ambalajda alanlar tadının hafif olduğunu, koyu kahverengi ambalajda alanlar tadının çok sert olduğunu, kırmızı ambalajda alanlar zengin bir tadının olduğunu, mavi ambalajda alnalr ise tadının çok yumuşak olduğunu söylemişlerdir…


Örneğin resimdeki mandalinanın her renginin farklı bir lezeti varmış algısı oluşmuyor mu?

İşte benzer şekilde renkler, ürünler hakkındaki yargılarımızı etkilediği gibi kişiler arasındaki yargılarımızı da etkileme potansiyeline sahiptir. Bir iletişim uzmanı şöyle demiştir:


“Bir savunma avukatı mavi tonları yerine başka bir renk taşıyan kıyafetlerle mahkemeye giderse kaybetmeyi hak etmiş demektir. Örneğin siyah giyerse, bu güçlü bir renk olduğu halde, hâkimin gözünde avukatın aleyhine çalışacaktır. Eğer kahverengi giyerse, bu otoritesinin yetersizliği algısını yaratacaktır…”